ZİRAİ DON FELAKETİ
Denizlili üreticiler: Afet fonu devreye girmeli

Türkiye genelinde 9-13 Nisan tarihleri arasında hava sıcaklıklarının aniden düşmesiyle birlikte son yılların en büyük zirai don olaylarından biri yaşandı. Bu süreçte 36 ilde tarımsal üretim ciddi şekilde zarar gördü.
Zirai donun etkili olduğu iller arasında yer alan Denizli’de ise özellikle Sultaniye Çekirdeksiz üzüm başta olmak üzere, üzüm bağları ve çeşitli meyve bahçeleri olumsuz etkilendi. Yaşanan bu zararın, iç piyasada arzın düşmesine, dolayısıyla meyve fiyatlarında artışa ve ihracatın sekteye uğramasına yol açabileceği belirtiliyor.
Denizli’deki üreticilerle birlikte TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Baha Yanarca, zararın boyutunu ve çözüm önerilerini bianet’e değerlendirdi.

Zirai don 36 ili etkiledi, ürünler zarar gördü
“Bazı yerlerde yüzde 100 zarar var”
Çal ilçesinde üzüm bağları bulunan üretici Ömer Ayhancı, “Ana geçim kaynağımız bağcılık. Çok büyük zarar var bölgede. Bazı yerlerde yüzde 100 zarar var, bazı yerlerde yüzde 10, bazı yerlerde ise yüzde 50’ye varan kayıplar yaşandı,” dedi.
Ayhancı, devletin afet fonunu devreye sokması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Türkiye, Sultaniye Çekirdeksiz üzümde dünya piyasasında etkili. Kuru üzüm üretiminin neredeyse yarısını Türkiye karşılıyor. Ama şaraplık üzümde fiyatlara doğrudan bir etkisi olacağını sanmıyorum. Yine de enflasyon oranında bir yükselmeye yol açacağını düşünüyorum.
“Devletin, afet fonundan çiftçilere yardım etmesi gerekiyor. Ben 60 yaşındayım. Zaten benim köyümde benden genç çiftçilik yapan ya bir kişi var ya iki; daha fazlası yok. Geri kalanların hepsi 65-70 yaşında, bizim akranlarımız sürdürüyor bu işi. Genç çiftçiyi özendirmezlerse insanlar bu işten vazgeçer. Üretici kalmaz, ürünlerde de ciddi sorun yaşanır.”
“TARSİM herkes için ulaşılabilir değil”
Pamukkale ilçesinde nar, kayısı ve ayva üretimi yapan çiftçi Feridun Özkan, “Erkenci çeşitlerde zarar %70’in üzerinde. Orta çeşitlerde bu oran %50-60, en geç olgunlaşan roksana kayısısında bile %30’a yakın kayıp var. Üstelik bu yıl iklim şartları nedeniyle yapraklarda mantar oluşumu başladı, bu da kaliteyi düşürüyor. Zirai mücadele yapılmasına rağmen doğayla baş etmek zor,” diye konuştu.
Özkan, devlet destekli tarım sigortası TARSİM konusunda ise ciddi yapısal sorunlar olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Şubat ayında yaşanan benzer bir kırağıda, çiçeklenme başlamamış diye sigorta kapsamına alınmadık. TARSİM’den yararlanmak için zararın %10-15’i geçmesi gerekiyor. Üstelik bu sigorta çok pahalı. 10 dönüm arazi için 100.000–120.000 TL gibi bir maliyet çıkıyor. Bu yüzden çiftçilerin çoğu yaptıramıyor. Bu yıl kötü bir yıl, çiftçi gelir beklemiyor, tam aksine büyük zarar içinde. Borcunu ödeyemeyecek durumda.”
“Meyve fiyatları yükselecek”
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Baha Yanarca, ilçelerde, özellikle yüksek rakımlı alanlarda ciddi zarar oluştuğunu ve bu hasarın meyve fiyatlarına doğrudan yansıyacağını belirtti.
Yanarca, “Hava hâlâ sıfırın altında seyrediyor. Önümüzdeki günlerde zararlar daha net ortaya çıkacak. Meyve az olacağı için fiyatlar çok yükselecek. Bu da enflasyonu ve gıda fiyatlarını daha da artıracak,” dedi.

“Zirai don, gıda enflasyonunu da tetikleyecek”
Üreticilerin zararlarının karşılanabilmesi için devletin somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Yanarca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2014’te de benzer bir don felaketi yaşanmıştı ama çiftçiler mağdur edilmiş, telafi ödemesi yapılmamıştı. Bugün de aynı tabloyla karşı karşıyayız. Şimdi devlet hasar tespitleri yapıyor ama bu süreçlerin sonucu belirsiz. TARSİM sigortası zaten her çiftçide yok. Olsa bile bazen kapsam dışı bırakılıyor ya da çeşitli gerekçelerle çiftçi mağdur ediliyor. Bu yüzden devletin doğrudan çiftçinin yanında olması gerekiyor.”
Zirai don nedir?
Sıcaklığın 0°C’ın altına düşmesiyle veya bu seviyeye yaklaşmasıyla ortaya çıkan, tarımsal üretimi tehdit eden ciddi bir doğa olayı. Bitkisel üretimde en büyük risklerden biri olan don, özellikle ilkbaharda meydana geldiğinde meyve, sebze ve genç sürgünlerde ciddi zararlara yol açıyor. Bu nedenle don olayının önceden tahmin edilmesi, üreticiler için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde bir yıllık emek büyük ölçüde heba olabiliyor. İklim krizinin etkisiyle artan sıcaklık dalgalanmaları, don olaylarının zamanlamasını ve şiddetini öngörmeyi zorlaştırırken, tarımsal üretimdeki riski her geçen yıl daha da büyütüyor.
(MG/VC)