Şili’den Fransa’ya bir duvar ve dahası

Bir akşamüzeri, Bordeaux şehir merkezinin biraz dışında kalan Pessac bölgesinde yürüyordum. Kulaklığımda Mehmet Atlı’dan Pêşiya Malê, akşam güneşi ve hafif esintili bir hava… Baktığım ilk andan itibaren beni büyüleyen bu duvarla işte tam da o an tanıştım.
Gördüğüm ilk andan itibaren bende bir merak duygusu uyandıran bu duvarın hikâyesini bir an önce öğrenmeliydim. Sonraki gün mahallelilerle konuştuğumda kendimi Saige Toplum Merkezi'nde buldum. Devamında ise duvarın bakımı ve korunması ile ilgilenen Pessac-Gironde Duvar Resmi Dostları Derneği’nin (Association des Amis de la Fresque de Pessac-Gironde) Başkanı Juan-Carlos Utrilla ile duvar ve mahalledeki Şili toplumu hakkında konuşuyorduk.
Pessac’ın Saige-Formanoir mahallesinde bulunan “Şili Duvarı”, 11 Eylül 1973’te Salvador Allende Hükümeti’ne karşı Augusto Pinochet öncülüğünde gerçekleştirilen ABD destekli darbeden sonra buraya gelen Şilili sürgünlerin eseri.
Şilililer, mahalleye 70 ve 80’li yıllarda yerleşmiş. En yoğun döneminde yaklaşık 40 ailenin bulunduğu mahalle, günümüzde yaklaşık 10 aileye ev sahipliği yapıyor. Utrilla, Şilililerin ilk geldikleri zamanlarda mahallelilerin onları sıcak şekilde karşıladıklarını ve sonrasında buradaki pek çok sosyal grupla kuvvetli bağlar geliştirildiğini söylüyor. Dahası, çocuklarını okula gönderebilmelerini sağlayan da mahalle ile kurdukları bu bağlar.
1982'den bugüne
Duvar ise buradaki Şili toplumunun mahalleye bıraktığı en önemli kültürel izlerden biri. 120 metre uzunluğa erişen duvar resimleri, 1982 yılından günümüze kadar genişletilip 90’lardan beri düzenli olarak restore edilmiş.
Duvarda, darbe sırasında hayatını kaybeden şair Victor Jara ve Salvador Allende’nin yanı sıra yerli halkların yüzleri, İnkalar, Aztekler, Kolomb öncesi uygarlıklara ait anıtlar, Amazon ve And Dağları’nın renkli manzaraları, Simon Bolivar ve Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlığı gibi unsurlar da yer alıyor.
Resimler ise belirli bir sanatçıya ait değil. Utrilla, resimlerin mahalle sakinlerinin de katılımıyla ortaya çıkan kolektif bir çabanın eseri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bu katılımcı yön sayesinde eserin tarihe tanıklık etme ve ortak hafızayı yansıtma niteliği daha da güçleniyor.” Duvar, boyanmaya başlandığından beri mahallelilerin büyük sevgisini toplayarak zaman içerisinde mahallenin ve burada bulunan çeşitliliğin bir simgesi haline gelmiş. Aynı zamanda mahalle sakinleri için popüler bir buluşma noktası.
Geçmişte hiçbir zaman zarar verilmeyen ve büyük bir saygı gören duvar, mahalle sakinlerine özgürlüğün ve adaletin önemini hatırlatıyor. Utrilla, bu durumu şu şekilde anlatıyor:
“Duvar, yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda güçlü bir dayanışma, hafıza ve kolektif kimliğin simgesi. Baskıya karşı bir direniş mesajı, hatta daha iyi bir gelecek için umut ifadesidir. Bu değerler, kırktan fazla kültürden insanın yaşadığı bu mahallede son derece önemlidir. Bu insanların birçoğu diktatörlüklerden, savaşlardan ya da iç savaş ortamlarından kaçıp buraya gelmiştir.”
Bu günlerde ise duvar, Türkiye’den oldukça alışkın olduğumuz bir sorunla baş etmeye çalışıyor: Kentsel dönüşüm.
Bu ay mahalleyi ziyaret eden Şehircilik Bakanı Juliette Méadel, kentsel dönüşüm kapsamında duvarın yıkılmayacağının, sadece küçük düzenlemeler yapılacağının garantisini verse de mahalleliler ve çeşitli dernekler tedbiri elden bırakmıyor.
Utrilla ise duvarın korunması için somut çabaların gösterilmesini bekliyor:
“Yetkililerden somut şekilde harekete geçilmesini bekliyoruz. Sadece sözler bunun için yeterli değil. Bu eser, mahalle sakinleri için bir çeşitlilik simgesi. Onların tarihinin bir parçası, dayanışmanın bir sembolü.” (ET/TY)
MICHAEL HARDT VE SANDRO MEZZADRA YAZDI
Yaklaşan hegemonya sonrası dünya

SIRBİSTAN’DA HÜKÜMET KARŞITI PROTESTO
“Hükümet değişmeden sistem, sistem değişmeden hiçbir şey düzelmez"

Fotoğraflarla Fransa’da 8 Mart
Ya Trump’ın baskısı altında Zelenski yerine Netanyahu olsaydı?

Bordeaux’da üniversite öğrencilerinden işgal eylemi
