Sosyolog Aktükün: Suça sürüklenen çocuklar, sistemin aynalarıdır

İstanbul Kadıköy’de 10 Nisan’da bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden 15 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi’nin öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması, 10 Nisan Perşembe günü İstanbul Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Yargılananlar ise, suça sürüklenmiş iki çocuk.
Savcılık, iddianamede iki suça sürüklenen çocuk hakkında 24 yıla kadar hapis cezası talep ediyor. Minguzzi Ailesi ise suça itilen çocukların yaşlarının küçük olması nedeniyle cezada herhangi bir indirime gidilmemesini talep ediyor.
Duruşmada, iki suça itilmiş çocuğun “yetişkinler gibi yargılanmasını” talep eden bir kamuoyu oluştu.
Sosyoloji Mezunları Derneği Başkanı, Uzman Sosyolog Özgür Aktükün, Ahmet’in ölümünü yalnızca bireysel bir suç üzerinden değil, bir toplum aynası olarak değerlendiriyor. Ona göre, çocukların hem mağdur hem de fail olduğu bir toplumda asıl sorun, görünmeyeni görmekte yatıyor.
“Çocuklar birey olarak görülmüyor. Toplumsal olarak onları ‘şeyleştiriyoruz’. Onlar bizim mülkiyetimizdeki varlıklar gibi değerlendiriliyor. Bu bakış açısı; bağımsız, adil ve eşitlikçi bir çocuk politikasının önüne geçiyor. Ama unutmayalım ki politikasızlığın kendisi bir politikadır.”
Aktükün, çocukların suça sürüklenmesini yalnızca bireysel bir sapma değil, sistematik bir sonuç olarak değerlendiriyor. Ona göre, eğitimden sağlığa, aile içi şiddetten ekonomik yoksunluklara kadar birçok alanda sistemin kendisi çocukları yalnızlaştırıyor.
"Suça karışan çocuklar da mağdur"
Ahmet’in ölümünün ardından gözler iki çocuğa çevrildi. Onlar için “fail” dendi, “canavar” dendi, hatta “çocuk değiller” ifadesi bile kullanıldı. Oysa Aktükün bu söylemlere itiraz ediyor:
“Suça karışan çocuklar da mağdurdur. Onlar, eşitsiz ve adaletsiz toplumsal koşulların ürünüdür. Eğitim olanakları, sağlıklı yaşam hakkı, psikolojik destek gibi haklardan yoksun bırakılan çocuklar, bu eksikliği şiddetle dolduruyor. Onları sadece cezalandırmak, bu düzenin yarattığı enkazı halının altına süpürmektir.”
Çocukları yalnızca “fail” kimliğine hapseden bir yaklaşımın, aslında toplumun kendi sorumluluğunu görmezden geldiğini vurguluyor. Yani mesele sadece bireysel değil, yapısal.
Medya, Aile, Devlet: Çocukları korumakta kim sınıfta kaldı?
Özgür Aktükün’e göre sorumluluk bireylerde değil, sistemin tüm bileşenlerinde:
- Medya: “Haberden diziye, dijital içeriklere kadar kullanılan dilde ciddi problemler var. Şiddet estetize ediliyor, empati köreltiliyor.”
- Aile: “Çocuklar en çok zarar gördükleri yeri ‘yuva’ olarak tanıyorlar. İstatistiklere göre ihmal ve istismar vakalarının ilk kaynağı aile.”
- Devlet: “Çocuk koruma odaklı kamu kurumları büyük ölçüde tasfiye edildi. Geriye korumasız çocuklar, yetersiz yargı ve medyatik linç kaldı.”
Toplumsal düzenin çocukları koruyacak mekanizmalarının bilinçli şekilde zayıflatıldığını savunan Aktükün, “Çocuklar bizim geleceğimiz değil; şimdimizdir. Onları bugün korumadıkça yarının suçlarına zemin hazırlıyoruz” diyor.

Dr. Eylem Ümit Atılgan yanıtladı: Çocukları yetişkinler gibi yargılamak çözüm mü?
Onarıcı adaletin zamanı gelmedi mi?
Ahmet için adaletin sağlanmasını tüm kalbiyle istediğini söyleyen Aktükün, bunun ceza ile sınırlı kalmaması gerektiğini de ekliyor:
“Adalet herkes için onarıcı olmak zorunda. Ceza miktarını artırmak, suçun oluşmasına neden olan koşulları ortadan kaldırmaz. Asıl mesele; bu çocukları fail kılan toplumsal nedenleri dönüştürmektir.”

Ahmet Mattia Minguzzi davası 8 Mayıs'a ertelendi

Mattia Ahmet'in adı Trabzonspor tribününe verildi
(EMK)
SARAÇHANE DAVASI- 2
Gazeteciler ve avukatların dosyaları ayrıldı: Sonraki duruşma 3 Ekim'de

AHMET MATTİA MİNGUZZİ CİNAYETİ
Çocuk hakları savunucusu Ezgi Koman: Onarıcı adalete ihtiyaç var

Dr. Eylem Ümit Atılgan yanıtladı: Çocukları yetişkinler gibi yargılamak çözüm mü?

KADINLARIN GÜNDEMİ
Şiddet bataklığını çürütmek: Başka Ahmetler öldürülmesin!

Peki tiyatronun suçu ne?
