Selahattin Demirtaş’tan yeni roman: Jamal

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı, siyasetçi ve yazar Selahattin Demirtaş, 8,5 yıldır tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde kaleme aldığı yeni romanıyla edebiyat yolculuğuna bir halka daha ekledi.
Demirtaş’ın son eseri Jamal, doğum günü olan 10 Nisan’da Dipnot Yayınları etiketiyle duyuruldu. Bu anlamlı tarihte okurlarla paylaşılan roman, yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda insanlığa, sokağa ve görünmeyen hayata dair derin bir tanıklık sunuyor.
Demirtaş, bugüne kadar kaleme aldığı Seher, Devran, Leylan, Efsun, Arafta Düet, DAD ve Savunma gibi kitaplarıyla yalnızca politik kimliğiyle değil, güçlü anlatı dili ve toplumsal duyarlılığıyla da edebiyat dünyasında önemli bir yer edindi. Jamal, bu üretken çizginin devamı niteliğinde.
Roman, tıpkı yazarın önceki eserlerinde olduğu gibi, sesi bastırılmış, kenarda bırakılmış hayatlara odaklanıyor. Fakat bu kez anlatının kalbi, sokağın kenarında, bir çöp bidonunun yanı başında atıyor.
Jamal ne anlatıyor?
Romanın açılışında başkarakterle bir çöp bidonunun kenarında tanışıyoruz. Açlıkla, utançla ve hayatta kalma mücadelesiyle örülmüş bu karşılaşma, romanın atmosferini ve duyarlılığını anında ortaya koyuyor. Bir parça mısır ekmeğiyle başlayan dostluk, kısa sürede sözcüklerin ötesine geçen bir bağa dönüşüyor. Jamal, insanlığın evrensel değerlerini yeniden hatırlatan, yürek burkan ama umutla sarmalanmış bir anlatı.
Demirtaş'ın tutukluluğu
Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi'ne konulmuştur. 2025 yılı itibarıyla, yaklaşık 8,5 yıldır cezaevinde.
Demirtaş'a 2014 yılında gerçekleşen Kobani olaylarıyla ilgili olarak yargılandığı davada, "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmaya yardım" ve "suç işlemeye tahrik" gibi suçlamalardan toplamda 42 yıl hapis cezası erildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi olduğunu belirterek serbest bırakılması yönünde karar vermiştir. Ancak, Türkiye'deki yargı süreci devam ettiği için Demirtaş hâlen cezaevinde tutuluyor. Cezaevinde sekiz kitap yazdı.

Selahattin Demirtaş'tan yeni kitap: DAD

Demirtaş'tan kitap önerileri | "Okumaya zaman ayırın"

PODCAST/ HAYRİ DEMİR ANLATIYOR
Bu kitap “Selahattin Demirtaş alerjisine” karşı yazıldı

Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener'den roman: Arafta Düet
Kitaptan bir bölüm:
“Onunla bir çöp bidonunun başında tanıştım; çekingen, utangaçtı. Aç olduğu her halinden belliydi, yine de çöpü karıştırıp karıştırmamakta kararsızdı. … Kapkara gözlerinin feri sönmüş, omuzları çökmüş, dudakları çatlamıştı. Çöpten bulup çıkardığım ilk yiyeceği ona uzattım; tereddüt etti, gözleri doldu, boğazı düğümlendi. … Verdiğim mısır ekmeğinden ısırırken onu adeta incitmemeye çalışıyordu, belli ki ‘nan’ın kıymetini biliyordu, ‘nankör’ değildi yani. Birkaç parça daha yiyecek tutuşturdum eline; ilk defa gülümsedi, bembeyaz dişleri yüzünü aydınlattı. Birbirimizin dilini konuşamıyorduk, ancak iyiliğin evrensel diliyle anlaşmak zor değildi.”
Düşenlerin, sürülenlerin, yersiz yurtsuz bırakılanların, içlerinde bir anda “tık” diye bir şeyler kopanların, acımasızca işleyen bir çarkın dişlilerinde öğütülenlerin son sığınağıdır sokak. Orada insan olmanın/insan kalmanın, dayanışmanın, bir dilim ekmeği paylaşmanın mutluluğu da yaşanır; yüzüstü bırakılmanın, tepetaklak yere çakılmanın acısı da. İnsanların en güzel hallerine de tanık olunur, en kötücül hallerine de. Ama sokağın “sesine” kulak vermek değildir aslolan, o “sesin” bizzat kendisi olmaktır. Sokak özgürlüktür çünkü, özgürlük sokaktadır.
(EMK)