'Antep: Risk Altındaki Mimari Mirasın Deprem Sonrası Değerlendirmesi' raporu yayımlandı

Anadolu Kültür’ün Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı: Hızlı Destek (ATNP: Hızlı Destek) kapsamında hazırladığı “Antep: Risk Altındaki Mimari Mirasın Deprem Sonrası Değerlendirmesi” raporu yayımlandı.
Çalışma, Ermenistan ve Türkiye'den uzmanları, atölye ve saha çalışmaları için bir araya getirdi.
Ön araştırma ve saha ziyaretleri ile toplanan verilerin raporlanması için çalışan uzmanlar 123 tarihi bina ve alan hakkında raporlar hazırladı. Antep'in merkez ve kırsal bölgelerindeki çeşitli yapıların deprem sonrası durumlarının incelendiği çalışmadan elde edilen veriler Türkçe ve İngilizce bir rapor haline getirildi.
Rapor, Şubat 2023 depremlerinden etkilenen Antep’teki kültür varlıklarının durumları hakkında bilgiler sunarken tek yapı ve sit ölçeğinde mimari koruma ve iyileştirme önerilerinin hazırlanmasında da kullanılabilecek bilgiler içeriyor.

SERDAR KORUCU YAZDI
Antep’te “Kilise Olarak Yapılan Cami”: Kurtuluş Camii
Öne çıkan bulgular
Bölgenin kültürel mirasının deprem sonrası araştırma ve korunma yöntemlerine katkı sunmasını amaçlanan raporda öne çıkan bulgular şöyle:
- Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin kubbesi ve minareleri çöktü. Osmanlı başmimarı Sarkis Balyan’ın planına dayalı olarak 1893’te inşa edilen bu yapı, 2023 depremleriyle ağır hasar aldı. Ana kubbenin taş blokları zemine yığıldı, sonradan eklenen minareler tamamen yıkıldı.
- Kendirli Kilisesi’nin çan kulesi depremlerle birlikte kısmen tahrip oldu. Antep Harbi ve sonraki dönemlerde farklı işlevlerle kullanılan yapı, yakın zamanda restorasyon geçirerek Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü'ne dönüştürüldü.
- Yapıların özgün mimari unsurları zarar gördü. Tonoz örtüler, taş duvar örgüleri, narteks ve apsis gibi bölümler depremin etkisiyle çatladı veya çöktü.
- Restorasyon çalışmaları başladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Surp Asdvadzadzin Kilisesi'nin onarımı için çalışmalar başlattı; yeni bir kubbe ve gergi sistemi uygulanıyor.
Arşiv ve alan taramasıyla kapsamlı belgeleme
Rapor, yalnızca kent merkezlerindeki anıtları değil, kırsal yerleşimlerdeki geleneksel konutları ve arkeolojik alanları da kapsıyor.
Depremlerin kültürel miras üzerindeki etkisi, sadece yapısal hasarlarla sınırlı değil. Yapıları koruma bilincinin eksikliği, kamu kurumlarının önceliklendirme hataları ve yeterli veri altyapısının olmaması da yapılar açısından büyük risk oluşturuyor.
Raporun amacı, sadece durumun tespitini değil; aynı zamanda bu yapıların korunması, belgelenmesi ve geleceğe aktarılması için öneriler geliştirmeyi de kapsıyor.
Raporun tamamını okumak için tıklayın. (TY)